ÇİZMELİ KEDİ
Birinci yarıyıl tatilindeydik. Köy çocuğu tatilde ne yapar: Sokakta ve harman yerinde oynar. Burada, iki konuyu hemen dile getirmeliyim. Birincisi: O sene son bulan uygulamaya göre öğrenim üç dönemliydi. İkincisi, oyun özgürlüğü sadece ara tatiller için geçerlidir.
İşte öyle bir gündü. Öğretmenim Cezmi Kaya köy kahvesinden çıktı. Elinde büyükçe bir paket vardı. Oralarda oynamaktaydım o sıra. Beni çağırdı ve bir kitap verdi: Çizmeli Kedi. Ödev anlamında da bir şeyler söyledi. Sonradan anladım ki söyledikleri bir kulağımdan girip diğerinden çıkmış.
Kitabı okudum fakat daha fazlası belirsizdi. İleri sınıflardan kendisine de kitap verilmiş birine sordum. Kitabı deftere yazacaksın dedi. Bu kadar şeyi... deyince, getir yazıvereyim dedi.
Okul açıldığında, diğerlerinden önce beni çağırdı öğretmen.
Beş sınıfın bir arada okuduğu koca salonda, heyecanla defterimi okumaya başladım. Emine ablanın yazısı da çok bozuktu. Okumakta güçlük çekiyordum. Bir şeylerin ters gittiğini öğretmenim anladı. Defterdeki yazının benim olmadığını da anladı. Sordu ve çocuk saflığıyla anlattım.
Kitabı okudun mu dedi. Evet deyince, hiç bir şey olmamış gibi, hadi İbrahim sen bu masalı arkadaşlarına anlat dedi. Anlattım.
Aferin dedi ve bana bir silgili kalem hediye etti.
Dünyalar benim oldu.
O kalemi mecbur kalmadan kullanmadım. Üçüncü sınıftayken henüz yarıda olan kalemimi kaybettim ve çok üzüldüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder