Ceride
Birkaç yerde gazete sözcüğü geçmişti. Hem ileride de değinilir diye hem de değerbilirlik olsun diye, gazeteden söz edeceğim.
Bildiğiniz gibi, okumayı söküşümün tescilinde bile rol aldı gazete.
Sesli okuma düzeyim yeterli ve akıcı bulunur bulunmaz, köy odasında, gazete tutuşturuldu elime. Şikayetçi olduğumu sanmayın. Köy odası hizmetinin arkasından, çoğunlukla, gazete bende kalıyordu. Köy odası ilgi sahası dışında kalan ilginç şeyler de vardı. Onları okuyordum fırsat buldukça. Spor, sinema, tiyatro, müzik yıldızları, yerlisi yabancısı, dünya olayları, Kıbrıs gerginliği, ithal ürünlerde sıkıntı, siyaset gerginliği (bu günkü gibi), vs.
Tevazu sınırlarını aştığını bilerek ifade ediyorum: Gazeteler sayesinde, sıra dışı bir köy çocuğu oluyordum. Beni değerlendirme hakkı olan büyüklerimden böyle duymuştum. Açıkcası, farklı bulunmak fena da değildi.
Gazete düzenli gelmiyordu. Çoğu zaman bir kaç gün öncesinin. Zaten günlük olanı da eski haberdi. Pazar günü oynanan maçın haberi salı günü gelen gazetede oluyordu. (basım ve dağıtım geriliğinden)
Bölümün adını bilerek ceride koydum: Çok sevdiğim rahmetli anneannem ceride derdi gazete yerine.
Köyün dışında başka bir dünya vardı ve bana dünyayı tanıttı gazete.
Bu bakımdan, "gazete" de öğretmenlerim arasına girdi. Bir daha da çıkmadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder