Yatır vücudunu, kalçadan salla bacağını, diz ve bilek kilitli.
Toptan ayır gözünü, etrafına bak.
Çalım bilekten atılır, pas dizden.
Bunlar ve benzeri şeyler öğretiyordu, Celal ağabey. Celal Cerit, köyde bir futbol yıldızı, bana göre. ( Aşağıdaki fotoğrafta şapkalı olan. )
Celal ağabey benim çocukluk idolümdü. Onunki gibi bir şapka giyeceğimi hayal ederdim, delinen çorabımın onunkiyle aynı hızda olmasını önemserdim, vs.
Fotoğraftaki diğer kişi, o sıralar muhtemelen üniversiteye başlamış olan, amcaoğlum, Mehmet Çorbacıoğlu. O da benim ilk okul dönemi idolümdü.
Ben orta okula başladığımda, sizlere kısaca tanıttığım iki kahramanım da Galata Saray taraftarı idi. Düzensiz de olsa elime geçen gazetelerdeki bir dönemlik haberler nedeniyle, biraz fener sempatisi gelişse de takımım belliydi: Gassaray.
Orta okula, Çivril'in kimi mahallelerinden daha yakın olan Kızılca Söğüt mahallesindeydi kaldığım ev.
Top oynamak için köy çayırına çıkıldığında, top oynamak isteyen ya fenerli olacak ya da beşiktaşlı bu köyde.
Bizim köyde de gassaray ve beşiktaş arası maçlar oynanırdı. Fener yoktu.
Top oynama isteği ağır bastığından, sorulduğunda fenerliyim dedim. Bir yıl boyunca, sayısız fener bjk maçı yaptık. Yendik veya yenildik.
İkinci yılın başlarındaydı. Beşiktaşlılar benim köyde galata saraylı oynadığımı duymuşlar. Benim rakipleri olmamı istemiyorlardı. İtiraz ettiler.
Ben hiç yalan söylemem veya söylemedim diyecek biri var mı? Varsa, ben onların arasında yokum.
Yalan söyledim: Aslında ben köyde yalandan cimbom oynuyorum.
Bu yalandan kimse kalıcı zarar görmemiştir umarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder