Tarih Şeridi ve Matbaa
Bir dostla Türk aydınlanma tarihini konuşuyorduk. Aydınlanma ile düşünce özgürlüğü, fikir üretimi ve düşüncenin özgürce yayılması arasındaki ilişki nedeniyle konu matbaaya geldi. Matbaanın hayatımıza girişi konusunda, tarih bağlamında, fikirlerimizin dağınık olduğunu gördük.Konuyu bir de Dünya uygarlık tarihi içinde, karşılaştırmalı olarak ele almanın daha aydınlatıcı ve etkili olacağını düşündüm.
Konuyu birkaç referans yayından kısaca inceledim ve kronolojik sıraya koydum. Yani ilk okul öğretmenim Emin Dereli'den aldığım tarih şeridi disiplinine yerleştirdim önemli olayları.
Çok gerilere ve çok ileriye de gitmedim. Durum şöyle:
– 1299, Osmanlı Devleti'nin kuruluşu
– 1445, matbaanın icadı
– 1453, İstanbul'un fethi
– 1460, Fransa'da ilk matbaanın kurulması
– 1465, İtalya'da Roma, Venedik, Floransa, Milano ve Torino'da matbaanın kurulması
– 1473, Budapeşte'de matbaa kurulması
– 1474, Cracow'da matbaa kurulması
– 1476, Londra ve Oxford'da matbaa kurulması
– 1485, Osmanlı idaresinden matbaa başvurusuna red, ikinci Beyazıt dönemi
– 1492, Kolomp Amerika kıtasını keşfediyor
– 1515, Yavuz Selim dönemi, matbaa iznine red
– 1517, Martin Luther protestan bildirisini açıklıyor
– 1530, Kopernik göksel cisimlerin hareketini kanıtlıyor
– 1628, İngiliz parlementosu haklar bildirgesini kabul ediyor ve krala imzalattırıyor
– 1632, Galile, Kopernik'in bulgusunu destekleyen "diyalog" adlı eserini yayınlıyor
– 1666, Newton gravitasyonu (yerçekimini) keşfediyor ve matematik esaslara bağlıyor
– 1727, İbrahim Müteferrika matbaa izni alıyor
–1729, Müteferrika matbaayı açıyor. İcadından neredeyse 300 yıl geçmiş.
– 1743, Müteferrika, 14 yılda sadece 17 kitap basabiliyor ve matbaayı kapatıyor
– 1776 Amerikan devrimi
– 1789, Fransız Devrimi
– 1797, Müteferrika ailesi, yeniden açtıkları matbaayı, sadece 7 kitap basıp kapatıyor
– 1798, Mısır'da matbaa kuruluyor
Osmanlı'da matbaanın kalıcı kurulması Islahat dönemine (1830 lar) kalıyor. Demek ki icadından 400 yıl sonra sınırlı da olsa Osmanlı ülkesinde matbaa kullanılmaya başlamış. Tekrar ediyorum: 400 yıl gecikmeyle!
Tarih bilimi, matbaadan kaçınmanın nedenlerini, arapça ve kur'an üzerinde bağnaz korumacılık, okur yazar elitlerin statü savunması, elle kur'an yazmakla geçinen geniş kesimin çıkar savunması ve okur yazarlık seviyesinin %2'lerde olması olarak değerlendiriyor.
Buna karşın aynı dönemde, okur yazarlık oranları İngiltere'de %70, Fransa'da %60, İspanya ve İtalya'da %50'lerdedir.
Olaylara mukayeseli bakmak daha etkili oluyor. önemli menzil taşlarıyla daha kolay ölçülüyor geri kalmışlığın derecesi.
Matbaa örneği ve benzeri adımlarda Osmanlının çağı kaçırmasının sonucudur ekonomik ve askeri çöküş.
Çok eskilerden aklımda kalan "Hatalarını yetim bırakma!" deyiş var. Bu deyişi kişisel hatalarını kabul et; ders çıkar anlamı ile içselleştirdim; yararlandım.
YanıtlaSilAma ya toplumsal hatalar?
Toplumsal ölçekte sahiplenilmemiş ve ders çıkarılmamış toplumsal hataların ASIRlar sürdüğü / süreceği anlaşılıyor!
Zaten "Bugünün sorunları geçmişin çözümlerinden kaynaklanır!" deyişini de yok mu?
Yazık ki; ne yazık!