ORTA OKULA DOĞRU
Parasız yatılılık başlamadan bitti. Benim öğretmenimin planı, dedemin öğretmeni tarafından sonlandırıldı.Bununla birlikte, sonlanan bir başka şey de benim rahatımdı. Sınav hazırlığı mazeretiyle iki haftadır bana arazi görevi verilmiyordu. Hemen ertesi gün görevim belirlendi. Gölgede oturmak bitmişti.
Kendi işlerimizde çalışmanın ötesinde, o yıl, babamla karşılıklı hukuku olan, başka bir köyde oturan birine, pancar sulamakta yardım gerekmişti. Boşta olduğu bir ara motoru götürmüşlerdi. Diğer bir dönemde, motorla birlikte benim de gitmem gerekmişti. İki hafta, köyünden on kilometre uzakta, tanıdığım ancak bana yabancı olan insanların arasında, Ağustos ayının sıcağında, gün boyu gözetmenlik yaptım. Görevim soğutma suyu akışının kesintisizliğini güvenceye almaktı.
Haftası dolmadan özlemek ne demekmiş öğrendim. Bizim köyün yönüne dalıp gidiyordum zaman zaman. Unutmayın, henüz on iki yaşında birinden söz ediyoruz. İnsan neleri neleri özlüyor bir bilseniz! Uzaktan gördüğüm her at arabası siluetini umutla izliyordum, umudum boşa çıkıncaya kadar. Son izlediğim bizimki çıktı sonunda.
Aslında, haftası dolmadan dedem de sayıklamaya başlamış. Sonunda, orta okul kayıtlarında erkenci olmayı seçmiş ve kayıt bahanesiyle beni almaya gelmiş.
Hızlı bir dış temizlik ve dış giysi değişimiyle çıktık yola.
Orta okula uğradık, kayıt sürecini öğrendik. En çok uğraştıran şey "veli" bulmaktı. İlla Çivril'de oturan birisi olmalıydı öğrenci velisi.
Okulda hizmetli olarak çalışan birisi razı oldu sonunda, akrabalık hatırına. (Öğrencilerden pek çoğunun velisi Çivril'deki dava takipçileriymiş, sonradan öğrendim.)
Velim, dedem ve ben birlikte girdik müdür yardımcısının odasına. Meseleyi öğrenince, müdür yardımcısı çıkıştı bizim veliye: "Böylelerine(!) veli olursunuz, daha ilk yarı yıl bitmeden okulu bırakırlar. Boşa uğraştırıyorsunuz bizi burada." Eyvah! Bende bir şeyler eksik olmalı. Devlet beni beğenmedi.
Dedem bir şeyler söylemeye çalışsa da o sözünü kesip yaz dedi yanındaki okul katibine. Böylece kayıt yapıldı. Okul No: 222 .
Gözüm yılmıştı, neredeyse bir ay süreyle herkesi benden üstün sandım. Üstelik müdür yardımcısı Tansu Bey İngilizce öğretmenim oldu.
Sonra ne oldu derseniz: Birinci yarı yılın karnelerini (bizim sınıf hariç) Tansu beyle beraber yazdık. İngilizce notum yüksek ve yazım düzgün olunca, müdür yardımcısının yardımcısı seçilmiştim.
Tansu Bey kayıt gününü hatırlayıp 'ilk izlenim yanıltabilir' demiş midir bilmiyorum. Ancak, öyle olduğunu ben biliyordum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder