24 Kasım 2015 Salı

Öğretmenim – 9

Gemide İsyan
Anı yazmak, samanlıkta iğne aramak gibi, aradığın küçük bir şey için evde her köşeyi karıştırmak gibi. Yaşamının bir dönemini gözden geçirirken, karışık dosyalanmış bir belgeyi buluncaya kadar, amaç dışı başka belgelere de göz atmak zorunda olduğunuz gibi, karma karışık bellek parçalarının da öne çıktığını görüyorsunuz. Siz hedefinize yönelseniz de her köşe başında önünüze çıkan isysncılar yüzünden ilerleyemiyorsunuz. Kurtulmak için onları da önbelleğe atmak zorundasınız. Gemideki isyanı, geçici de olsa bastırmanın başka yolu yok.
Yaşamımın önemli dönemlerinden birini oluşturan "koca mektep" yıkılacakmış haberi, aldı götürdü beni yıkılan ilk okulumun binasına.
Burada Koca Mektep'ten söz açmadan geçmeyeyim. Koca Mektep, Denizli Lisesinin şimdi kullanılmayan eski binasının halk arasındaki adıdır.
İşte buyurun! Gemide bir isyan daha. Koca mektep diyor ki "Ablaların beklesin, ilk okulun da beklesin. Zaten yıkılmış. Beni yıkmak isteyenler var. Ondan söz aç."
Bu koca mekteplilerin işi, kendi gurupları var FB'de, orada tartışsınlar, desem de olmadı, sen de koca mekteplisin oldu cevabı.
Haklısın ey koca mektep! Haklısın, hem de yerden göğe kadar. Sana çok şey borçluyum. İsteğin emirdir benim için.
Koca Mektep, Cumhuriyetin aydınlanma atılımının simge binalarından biridir. Bu nedenle ayakta kalmak hakkıdır. Yenilenmesi gerekebilir, onarım yetmiyorsa restorasyon yapılabilir. Hatta, restore edilemiyecek durumdaysa, yıkılıp aynısı yapılmalıdır.
İş gereği Kanada'daydım. Kebek şehrini gezerken, Kanada'lı arkadaşım bir anıt gösterdi. Anıtın simgeleştirdiği olay, dedemin doğum yılından üç beş yıl daha eskiydi sadece. Şaka ile karışık bu ilişkiden söz ettiğimde, siz çok hoyrat bakıyorsunuz tarihinize demişti Kanada'lı.
Yeri de mimarisi de tarihi de saygıyı hak eden bu bina, bir anıt gibi gelecek nesillere devredilmeli, okul veya kültür kurumu olarak yaşatılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder