24 Kasım 2015 Salı
Öğretmenim - 15
El Nizam Göz Kantar
(Göz Nizam El Kantar )
Bu gün rahmetli fizik öğretmenim Kemal (Eren) Bayraktar'dan söz edeceğim.
Bu başlığı seçmenin nedeni, fizik gibi, soyuttan somuta indirgenmesi güç olan kavramları işleyen fakat laboratuvar desteği olmayan bir öğretmen yerine koydum kendimi.
İşte o yüzden.
Kuvvet, bileşke, kaldırma kuvveti, elektro-manyetik vb.
Orta okulda fizik laboratuvarı yoktu. Kemal bey bu kavramları deneyimiyle ve basit günlük araçlarla maddeleştirmeye çalışırdı. İşi zordu anlayacağınız.
Makine mühendisliği tahsilinden geçmiş birisi olarak, iyi de yetişmediğimizi düşünüyorum. Bundan sorumlu olan, donatımsız okul, öğretmen değil. Rahmetlinin çabasını bilerek söylüyorum. Düşünün, üstelik ben iyi öğrencilerindenim; düşünün gerisini.
Bitirme sınavları zamanıydı. O sırada Çalı Kuşu'bu okumaya başlama hatasına düştüm. Kendimi kaptırırım çünkü. Fizik sınavı öncesi, bilirim nasıl olsa gibi bir boş güvenle roman okumaya devam edince, ertesi gün, fizik jürisi önünde Kemal beyi mahçup duruma düşürdüm. Beni usulünce överek başlatmıştı soru çekimini.
Son soru olarak, yansıma açısı tarifine dayalı bir soru çıktı kuradan. Soruyu aklımca çok kolay yanıtladım. Çık dediler, çıkarken baktım Kemal beyin yüzü gülmüyor.
Arkamdan çıktı ve koridorda, ne yaptın sen diye üzüntüsünü belirtti.
Yansıma açısını, yansıtan yüzeyin dikeyi ile ışın arasındaki açı yerine, ışınla yüzey arasındaki açı olarak alınca, kaçınılmaz olarak sonuç yanlış olmuştu. Kafaya tam yerleşmemiş bir tanım!
Yıllar sonra kendisiyle İzmir'de karşılaştığımızda, her şeye rağmen, bu olayı hatırlarsa diye tedirgin oldum.
Sabrı ve emeği nedeniyle, minnet duygularım ve saygılarımla anıyorum.
Son söz: Tanım yanlışsa sonucun yanlışlığı kaçınılmazdır.
Yaşam sürecinin her noktasında geçerlidir bu. Siyasetten ticarete, dostluktan düşmanlığa, vd.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder