PAMUK İPLİĞİ
Dostum Ali,
Sen imkan darlığı ve olumsuz koşullarda hayata tutunmaktan söz edince aklıma geldi:
Dünyaya gelişimiz bir kaos ortamının sonucu aslında. Yumurtaya ulaşan ilk sperm bir başkası olsaydı ben ne kadar ben olurdum?
Beni defalarca köpek ısırdı. Birinden birisi kuduz olsaydı ne olurdu?
Hayat pamuk ipliğine bağlı derler. Ham pamuk ipliği kolay kopar bilirsin.
Lise üçe geçtiğim yaz aylarında bir gündü. Değişmez görevim sulama sürüyordu, geceleri kırda yatıp kalkmacasına... Kardeşim akşamları can yoldaşı olarak geliyor, sabah ona düşen iş neyse ona dönüyordu. İş durumuna göre oyalandığı da olurdu. Öyle günlerden birisinde oldu olan.
Yerden su çekmekte kullandığımız bir pompa sistemimiz vardı. yedi sekiz beygir gücünde bir motorla döndürülüyordu. Motor eskiydi. 1948 yapımı. (Benle yaşıt.) Revizyon ve onarımla ayakta tutuluyordu.
Günün hangi vaktiydi anımsamıyorum fakat kardeşim Hüseyin ile beraberdik. Ya sabah saatleriydi ve Hüseyin henüz ayrılmamıştı, ya da o gün bir boşluk vardı da ayrılmamıştık.
Önce tulumbayı çalıştırarak pompayı ağızlatmamız gerekiyordu. Öyle de yaptık. Hüseyin tulumbayı aktif tutarken ben motorun başına geçtim.
Motoru çalıştırdım ve pompanın basıncını gözlemeye başladım. Çekmedi gaz verdim. Çekmedi biraz daha... Sağ elim en üstteki benzin deposuna dayalı, sol elim gaz kelebeğinde. Motor yırtınıyor ancak basınç gelmedi. Derken, yüksek bir kırılma sesinin arkasından, büyük bir sessizlik.
İlk şaşkınlık anının arkasından yerde göllenen yağa ilişti gözüm. Motor öldü diye hayıflandım. "Motor patladı Hüseyin."
Kendi atlattığım tehlikenin henüz ayırdında değildim.
Sonra, önümde birkaç bin devirle dönen bir volan olması gerekirdi. Ve o yoktu. İkiye ayrılıp, bir yarısının sağ tarafa diğer yarısının sol tarafa fırladığını henüz bilmiyoruz. Çevrede volan ararken parçalarını bulduk. Her biri on, on beş metre fırlamıştı. Biri sağ koltuk altımda diğeri sol koltuk altımdan. Sağa giden, daha büyük olmasına rağmen, dönüş yönü etkisiyle daha uzağa gitmişti. Dizlerim seviyesinde, yüksek devirle yatay bir eksen etrafında dönen, beş kilo ağırlığında bir disk ikiye bölünecek ve üzerine doğru eğilmiş duran bir bedene bir zarar vermeden uçup gidecek. Parçalanma anının bir miktar ötelenmesi veya öne alınması beni parçalamaya yeterdi.
Elli iki yıldır ben uzatmaları oynuyorum dostlar. Yaşamın kıymetini bilin. Yaşayanın kıymetini bilin.
Şans!
YanıtlaSilYazınız aklıma, değerli bir arkadaşımı ve çok severek okuduğum ""Başarı" nedir?" başlıklı LinkedIn-Pulse gönderisini hatırlattı..
Sevgili D. Kılıç ARSLANTÜRK,20 yıllık meslek hayatında,
• Category Marketing Manager, HPC - Unilever Central Asia
• Sales Director, Levi Strauss Istanbul A.S.
• Head of Starbucks Coffee Turkey
• Managing Director Harvey Nichıols (Unitim Moda A.Ş.)
• COO, Americana Group International Food Company
• General Manager, Komşufırın
• CCO, ISG Istanbul Sabiha Gokcen Int'l Airport
• Co-Founder & CEO, Vitrin.net
• Founder & CEO, Perakende Destek
görevlerini yerine getirmiş bir parekendeci ve benim TeknoMENTOR olma sürecinde "Stratejik Yönetim" öğreticim olmuştu...
Yazısına,
https://www.linkedin.com/pulse/ba%C5%9Far%C4%B1-nedir-d-k%C4%B1l%C4%B1%C3%A7-arslant%C3%BCrk
linki ile ulaşılabilir..
Sevgili Kılıç "FAYDA" odağında kalmış olsa da o yazı da sizi ki de "ŞANS" ile oöylesine ilgili ki..