12 Haziran 2016 Pazar

BÜLBÜLÜN ÇİLESİ - 2/4

 
BÜLBÜLÜN ÇİLESİ DİLİNDEN (Devam)
   Seneler geçmiş, Safiye yetişkin bir kız olmuştu. Hatta yaşıtlarından evleneneler, dahası, çoluk çocuğa karışanlar vardı. Safiye cazip bir gelin adayı olarak görülmüyordu, kendi köyünde. Güzel değildi, akıllı değildi ve nibeten yoksul bir ailenin kızıydı. Bundan büyük kusur düşman başına...
   Durum umutsuz sayılmazdı gene de...
   Her köyde çöp çatanlar vardır ve bunlar köyler-arası da çalışırlar. Köy ölçeğinde birer  diplomattır bunlar. Karşılıklı beklentileri tartar ve müşterekleri değerlendirerek işlemeye değer bir hal ararlar. Her biri bir projedir onlar için. Işık gördükleri bir projeyi, müştereklikleri maksimize edecek, zıtlıkları da yok edecek veya önemsizleştirecek şekilde işlemeye başlarlar. Araçları yalan değildir; 'söz törpüsüdür'. Söz törpüsüyle sivrilikleri törpülerler ve beklentileri uyumlulaştırırlar.
   Bir de, nedense, bu meslek kadınlara hastır ve bunların da çoğu duldur.
   Haftalık çöpçatanlar toplantısı her pazar günü Hüdaverdi kasabasında kurulan peynir pazarında yapılsa da, telefonsuz bir devirde, gelişmelerin hızına bakıp, şayet kuşlardan yararlanmıyorlarsa, telepatik yöntemler devrede diyesi geliyor insanın.
   Yıllar önce, üç ayların birincisinin Nisan ayına düştüğü bir yılda, Damdibi köyünün çöpçatanıyla Çamdibi köyünün çöpçatanı, peynir pazarının bir köşesinde fısıldaşmaktalar. Damdibi köyünden Safiye hakkında konuşuluyor. Bu kulağıma geldi fakat Çamdibi temsilcisinin kimden söz ettiğini duyamadım.
   Çöpçatanlar, mahalle baskısı oluşturmakta da ustadır. Köyde işbirlikçileri vardır. Hedef aileye kuşatma uygularlar hep birlikte. Ben de o kanaldan duydum. Adına uygun bir dağ köyü olan Çamdibi köyünde, adı Davut olan, anasından başka kimsesi olmayan, çobanlıkla geçimini sağlayan bir genç varmış. Köyün diğer ailelerinden toplanan koyunlar ve kendisinin yirmiye yakın koyunuyla oluşturulan bir sürüyü güdermiş sarı çam dağlarında. Sol bacağının kısalığı, hafiften saflığı ve yoksulluğundan başka bir kusuru yokmuş. Boyu posu da, kaşı yaşı da Safiye'ye uygunmuş. Çöpçatanlar birliğinin her nasılsa gözünden kaçtığı için, onun da evliliği biraz gecikmiş. 
   Safiye'nin anası, giderek gelen teklife olumlu yaklaşmaya başlamış. Hak vaki olup öbür dünyaya gittiklerinde, Safiye'nin gelinlerin oyuncağı olacağından korkarmış ne zamandır. Helal süt emmiş birine kızını emanet etmenin duasını edermiş hep. Üç ayların uğuruna inanmış bir mümine olarak, duasının  geçtiği düşüncesiyle, hayırlı bir gelişme görmüş bu teklifte.
   Safiye de razı olursa, ötekiler (ailenin diğer bireyleri) kolaymış zaten. Safiye'yi de, anası ve Davut'un koyunları ikna etmiş sonunda.
   (Devam edecek.)
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder