17 Şubat 2017 Cuma

Kelimelerin Ruhu -6: Anayasa

 
Anayasa - Yasaların Anası
 
     Bir zamanlar Kanun-i Esasi demişiz, temel yasa anlamında; diğer yasalar bunun üzerine bina edilecek diye kabul etmişiz. Yaklaşık yüz elli yıl önce.
     Daha sonra, aynı şeye anayasa adını vermişiz. Hem diğer kanunlar bundan doğar anlamında hem de, daha önceki adını da kapsayarak 'esas kanun' anlamında.
     Batı dillerindeki anlamından hareket edersek, anayasa kuruluş yasası oluyor.
     Yani devlet organlarının, bu organların işleyişinin ve  'vatandaşın temel hak ve yükümlülüklerin' belirlendiği yasadır bu.
     Önümüze konan değişiklik de buna dairdir dolayısıyla.
     Anayasalar kişiler üstüdür. Hiç bir kişinin hak ve yükümlülükleri tek başına açıklanmaz anayasalarda.
     Anayasalar zaman üstüdür. Zamanla sınırlı bir hüküm konursa da onun 'geçici' sıfatıyla nitelendiğini görürsünüz. Kalıcı maddeler uzun yıllar, hatta ebede kadar geçerli olacak farz edilir.
     Değerlendirmemize sunulan maddeleri, beş yıl sonra da elli yıl sonra da ve hatta beş yüz yıl sonra da geçerli olacakmışçasına değerlendirmeliyiz.
     İyi niyetli ve üstün nitelikli yöneticiler, anayasa olmasa da sizi iyi idare edebilir. Ancak böylesine bir yönetici tarih boyunca sınırlı sayıdadır. Kötü niyetli, yetersiz ve zorba bir yönetici gücü ele geçirirse toplumu hangi düzen koruyacaktır ve nasıl? Anayasal kurallar, işte böyle hallerden toplumu uzak tutabilmelidir. Bu nedenle anayasalar, iyi yönetimler için genel çerçeve, kötü yöneticiler için de kötü eylemlerden engelleyici olmalıdır.
     Yakın gelecekteki olası bir siyasi liderden bir kötülük beklemeyebilirsiniz. Bu halde bile unutulmaması gereken ondan sonraki liderin kim olacağıdır ve çok zaman kim olacağını bilemeyeceksiniz. Uzun yıllar kimin başta olacağı biliniyorsa, o rejime de demokrasi denmez zaten. (Türk toplumunun demokrasiden asla vazgeçmeyeceğini düşünüyorum.)
    Uzun vadede bile demokrasiden vazgeçemem diyorsanız, yetki verirken hesaplı, denge ve denetleme organları koyarken de mantıklı olmalıyız. Denetlenmeyen/dengelenmeyen gücü ele geçiren bir kötü niyetli veya yetersiz yönetici, fireni boşalmış tanker gibi veya dümeni kilitlenen gemi gibi felaketlere neden olabilir.
    Önerilen değişiklikte cumhur başkanına verilen başkanlık yetkileri, örneğin Amerika Birleşik Devletleri başkanının yetkilerinin hayli üstündedir ve tam aksine, onlarda var olan denge-denetleme kuralları (kuvvetler ayrılığı) bize önerilen değişiklikte hayli zayıf veya işlemesi zor bir yapıda tasarlanmıştır. Yok dense abartı olmaz.
     Ayrıca, üzerinde durulmasını gerekli gördüğüm fakat benim bilgi alanımın dışında olan bir hal var bence: Önerilen anayasa tadilatında ifade edilmeyen fakat yasalarımızda halen var olan, Bakanlar Kurulu yetkisine veya Başbakanlık yetkisine bırakılmış haller, referandum 'evet' çokluğuyla sonuçlandığı takdirde, doğrudan ve sadece cumhurbaşkanının yetki alanına girecektir. Örneğin tek başına vergi artışına karar verebilir.
     ( Şu an yetkin bir idare hukuku uzmanı olsaydım bu gibi sahaları araştırır kamu oyu değerlendirmesine sunardım.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder