8
Büyük Balık Küçük Balığı Yutar
Büyük Balık Küçük Balığı Yutar
Savaşlar sonunda yoksulluk ve hastalıklardan kurtulan halk yeni rejimin getirdiği yeni düzene ayak uydururken, insan davranışları yeni kurallar kadar esnek olmadığını gösterir. Örneğin, eski rejimden miras kalan vergi düzeni, aşar (onda bir, oşür) sistemi yoksul halkı zorlamaktadır. Düşük üretim nedeniyle, ürünün onda biri, lokmanın onda biri anlamına gelmektedir neredeyse. Ürün saklamak yaygın yöntemdir onda bir etkisini azaltabilmek için. Mültezim veya adamları az bulursa gösterilen ürünü, saklanan ürünü söyletmek için jandarma dipçiği devreye girer.
Devlet aşar vergisini doğrudan toplamak yerine, belli bir bölgenin vergi toplama işini ihale ederdi. İhale ile vergi toplama işini alan kişiye 'mültezim' denirdi. İhale bedelini devlete yatırdıktan sonra elinde kalan ürün, mültezimin kazancı olurdu. İhale tutarını karşılayacak kadar ürün toplayamayan veya ürün kaçağı olmasa bile üretim düşük çıkarsa, mültezim zarar ederdi. Devlet mazeret dinlemez, mültezimin koyduğu güvence -ki bu genellikle emlaktır- satılarak ihale bedeli tamamlanırdı.
Paranın gücünü ve sıcaklığını en çok hissedenler ona en yakın olanlardır. En önce büyük şehirlerdeki tacir takımı ve büyük makamlardaki yönetici tayfası anlar paranın ruhunu. Para yükseklerde bulunan bir nesnedir. Ona ulaşmak için alttakilerin omzuna basmak ve üsttekilerin paçasına tutunup tırmanmak gerekir. Ne kadar yükselebilirsen o kadar da çok olur parayla temasın. Üsttekiler, senden önce tırmanışa geçen senin gibiler ve devlet aygıtının amaca uygun makamlarını işgal edenlerdir. Alttakiler mi? Tanım gerekmez. Senden alttaki herkes.
İnsan bu kadar kötü olamaz diyorsunuz. Bence de öyle. Ancak, hayal kurarken kimsenin aklında kötülük yoktur, en azından çoğunun aklında... İş paçayı kurtarma aşamasındaysa, vicdanlar törpülenir, bencilliklerse fışkırır sel olur. İş o kerteye geldiğinde, her zaman büyük balık küçük balığı yutar. Başkent ve metropollerdeki büyük balıklar illerde, illerdeki büyük balıklar ilçelerde, ilçelerdeki büyük balıklar da köylerde ava çıkar.
Devlet aşar vergisini doğrudan toplamak yerine, belli bir bölgenin vergi toplama işini ihale ederdi. İhale ile vergi toplama işini alan kişiye 'mültezim' denirdi. İhale bedelini devlete yatırdıktan sonra elinde kalan ürün, mültezimin kazancı olurdu. İhale tutarını karşılayacak kadar ürün toplayamayan veya ürün kaçağı olmasa bile üretim düşük çıkarsa, mültezim zarar ederdi. Devlet mazeret dinlemez, mültezimin koyduğu güvence -ki bu genellikle emlaktır- satılarak ihale bedeli tamamlanırdı.
Paranın gücünü ve sıcaklığını en çok hissedenler ona en yakın olanlardır. En önce büyük şehirlerdeki tacir takımı ve büyük makamlardaki yönetici tayfası anlar paranın ruhunu. Para yükseklerde bulunan bir nesnedir. Ona ulaşmak için alttakilerin omzuna basmak ve üsttekilerin paçasına tutunup tırmanmak gerekir. Ne kadar yükselebilirsen o kadar da çok olur parayla temasın. Üsttekiler, senden önce tırmanışa geçen senin gibiler ve devlet aygıtının amaca uygun makamlarını işgal edenlerdir. Alttakiler mi? Tanım gerekmez. Senden alttaki herkes.
İnsan bu kadar kötü olamaz diyorsunuz. Bence de öyle. Ancak, hayal kurarken kimsenin aklında kötülük yoktur, en azından çoğunun aklında... İş paçayı kurtarma aşamasındaysa, vicdanlar törpülenir, bencilliklerse fışkırır sel olur. İş o kerteye geldiğinde, her zaman büyük balık küçük balığı yutar. Başkent ve metropollerdeki büyük balıklar illerde, illerdeki büyük balıklar ilçelerde, ilçelerdeki büyük balıklar da köylerde ava çıkar.
9
Irmakta Sazan, Karada Koyun
İl ve ilçelerdeki tüccar, devlet ve banka denilen düzenle tanışır durum gereği. Köylü ise bunlarla fazla tanışık değildir ve hatta bunlarla ilişkisini de kasabadaki tüccarlar aracılığı ile yürütür. Tüccar da köylünün gözündeki 'iş bitirici' imajını sürekli pekiştirir. Bu nedenle ve bunun sonucu, güler yüz ve itibar karşılığında köy varsılının parasını kullanır. Her köy eşrafının kasabada bir veya birkaç güvenilir adamı vardır.
Devlet dairesi köylü için kolay yanaşılamayan bir kapıdır; öyle inandırılmışlardır. Ömrü billah böyle görmüş böyle duymuştur. Kasabadaki tüccar içinse, filanca daire müdürü veresiye defterindeki bir isimdir; yaklaşması kolaydır, dahası uğradığında itibar da görür.
Çocuğunun doğum kaydı için nüfus müdürlüğüne, oğlunun askerlik yoklaması için askerlik şubesine bile uzanır bu iş takipçileri. Görünüşte hatır için...
Bu gibi nedenlerle kolay avlanır köylü; ırmakta sazan, otlakta koyundur kasaba uyanıkları gözünde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder