KAYMAK TABAKA
Bu sabah farklı hissediyorum. Türkiye'nin kaymak tabakasından olduğumu öğrendim.
Bir siyasetçi ODTÜ'de kaymak tabakanın çocukları okuyor demiş.
Aslında, pek çok ODTÜ'lü gibi, bu üniversitenin siyasi polemik ve inatlaşma konusu olmasını istemiyorum ve bu ana kadarki atışmalardan da rahatsızım. Şimdi yazıyorum ancak yayınlayıp yayınlamayacağımı da henüz bilmiyorum.
Babam (saygı ve rahmetle anarım) orta halli bir çiftçiydi. Allah yaşayanlara sağlıklı ömür versin, geniş bir aileyi doyurmak için özveriyle çabalardı. Her Anadolu kadını gibi rahmetli anam da sabırla ve gayretle çalıştı. Bizleri olabildiğince iyi yetiştirdiler. Hatta çocuklarından üçüne yüksek eğitim bile yaptırdılar. Belirtmeden geçmeyeyim, devlet desteği olmasa bunu başarabilirler miydi bilmiyorum.
Ben liseyi parasız yatılı okudum. O zamanki seçme sistemine göre çok sayıda üniversitenin çeşitli bölümlerine kaydolma hakkım vardı ve ben ODTÜ de mühendislik okumayı tercih ettim. (Bu açıklamayı, ODTÜ- kaymak tabaka ilişkisi netleşsin diye yaptım.)
Üniversiteyi de devlet ( Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı) desteğiyle okudum. Mezun olunca da Hava kuvvetleri için çalıştım, emekli oluncaya kadar.
Öğretmen olan eşimle birlikte, çocuklarımızı yetiştirmeye çalıştık.
İki çocuğum da başardılar ve ODTÜ'nün farklı bölümlerinden mezun oldular.
Yani ben bir kaymak tabaka çocuğu olarak ODTÜ' de okudum. Benim çocuklarım da hanedan gelenekleri dahilinde ODTÜ'de okudular.
Benden bizden uzaklaştırarak meseleyi genelleştirirsek, ODTÜ'de kaymak tabakanın çocukları okur sözü yanlış. ODTÜ'de kaymak tabaka çocuklar okur denirse doğru olur. Hepimiz biliriz ki uzun zamandır, her yıl yapılan üniversite sınavlarında, seçkinleşen belirli sayıda öğrenci herkesin bildiği birkaç üniversiteyi tercih ederler. Nitelikli öğrenci ile nitelikli üniversite birleşince nitelikli sonuç alınıyor.
Umarım sağduyu hakim olur ve ODTÜ ve benzeri bilim yuvaları zarar görmez.
-.-
Şeytan diyor ki son olaylar, ODTÜ arazisine arsa gözüyle bakanların bir tezgahı olabilir. Belki hiç sorun yok, varsa da "usuletle ve suhuletle" çözülebilecek bir sorun. Birden alevlendirilince insan çalı dibi karıştırıyor ister istemez.
Birden aklıma geldi. Yeni nesil bilmez. ODTÜ ormanlarını hep vardı zanneder. Ben hazırlıkta okurken, elli yıl önce, etraftaki çam fidanlarının üstünden atlayarak geçerdik. Bunu düşününce o ağaçlar daha bir değer kazanıyor gözümde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder