17 Aralık 2015 Perşembe

Yol ve Yolsuzluk Hikayeleri - 6

Yargıyı Paketlemek
1929 dan itibaren ABD'de büyük bir ekonomik sarsıntı yaşanıyor. Bu koşullar sürerken 1932 yılında Roosevelt (ikinci) başkan seçiliyor. Üstelik partisi hem Temsilciler Meclisi'nde hem de Senato'da çoğunlukta.
Roosevelt ekonomik kriz ile mücadele amacıyla New Deal (yeni yaklaşım) adıyla bilinen yasa paketleri çıkartır.
Bu yasanın bölümlerinden birisi, yüksek yargı tarafından anayasaya aykırı bulunuyor.
Bu nedenle Roosevelt, yüksek yargıyla mücadeleye başlar.
Yeni dönem seçim kampanyasında, yargının tutumunu yetki gaspı olarak niteler. (Seçilmişlik atanmışlık tartışması. Bizde de olmuştu, yakın zamanda.) Gene de yargıç sayısını artırarak kararları yönlendirme veya yetkiyi yasayla sınırlandırma yoluna gidecek desteği bulamaz kamu oyu yoklamalarında ve siyasi platformlarda. Bunun yerine, yargıçları paketleme (hadi diyelim sepetleme) yolunu seçer.
Roosevelt yeni seçimden daha güçlü çıkmıştır. Yargıçların yaşı ve iş yükünü vurgulayan gerekçelerle, zorunlu emeklilik getiren bir yasa çıkartmaya çalışır. Böylece, yüksek yargıçların tamamına yakını emekli olacak ve onların yerine başkan ve Senato işbirliğiyle hukuk görüşü kendisine yakın yargıçlar atanacaktır. Yasa tasarısı, partisinin çoğunluğuna rağmen Temsilciler Meclisinden geçmez. Çabayı Senato'dan başlatmaya çalışırlar. Senato Adalet Komisyonu olumsuz görüşle  kurula indirir. Senato da gereksiz ve yararsız bularak yasayı reddeder. Meclisin her iki kanadı da Roosevelt'in planını geri çevirmiştir böylece.
Peru, Venezüella ve Arjantin'de de benzer sürtüşmeler yaşanmış, o ülkelerde, Roosevelt'in yapamadığını, kendilerine has yöntemlerle,  Fujimori, Chavez ve Peron başarmışlar. Fakat bu ülkeler hepsi sonuçta diktatörler tarafından yönetilir olmuştur.
ABD'de senato ve temsilciler meclisinin kararı, uzmanlarca şöyle açıklanmaktadır: Her iki meclis, bu şekilde yargı gücünün zayıflatılmasını kuvvetler dengesi açısından zararlı bulmuştur. Meclisler ve yargı gücü olmazsa, başkanın gücüne karşı toplumu kim koruyacak.
Çoğulcu demokratik toplumlar güç dağılımının kontrol edilebilir ve dengeli olmasına önem veriyorlar. Dünya siyasi tarihi de bunun böyle olması gerektiğini olaylar ve örneklerle kuvvetle vurguluyor.
Ref: Why Nations Fail, Acemoğlu, Robinson

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder