25 Şubat 2018 Pazar

Ulus Etlik Arası Çok mu Irak? - 3

 
Köyden İndim Şehire
 
      Söyleşinin kontrolü bende zannederken o bir hamle yaptı sorusuyla:
      "Ankara'yı iyi bilir misin abi? diye sordu aniden.
      "Meslek gereği çok gelip gitmişliğim var. Bilirim sanırım. Hayrola?" dedim.
      "Ulus Etlik arası çok mu ırak?"
      "Ankara ölçeğinde yakın sayılır."
      "Ulus meydanına Küçük Esat üzerinden mi gidilir? diye sordu kısa bir duraksamadan sonra.
      "Yoo! Ulus nere, Esat nere?" Benim yanıtım üzerine, gözlerini benden kaçırırcasına dışarıya baktı ben söze girinceye kadar. Ben bilerek söyleşinin yönünü değiştirdim; o konuda sözü sürdürmeye niyetli değildi belli ki. Belki de şimdilik...
      "Ne oldu gönlünün kaydığı mimarlığa şimdi?" diye sordum. "İnsan gönül verdiği işte daha başarılı olur bence." diye ekledim.
      "Aslında aklım da gönülden yana kaydı bir ara. Asılan listede hatırı sayılır bir mimari yetenek puanı görünce yani... -Mimarlık seçenlere 'mimari yetenek testi' vermişlerdi sınavda. İşte onun puanı.-  Mimarlık kantinindeki ve bahçesindeki öğrencileri gözleyince de, aklım 'olmaz bu iş.' dedi gönlüme. 'Yaşamında taksi çevirmeyi bile bu yaşa kadar deneyimlememiş birisi, bu üst seviye kültürü yaşamakta güçlük çeker.' "
       "İşte böyle. Mühendisliği seçtik sonunda."
      Taksi de nereden çıktı şimdi diye aklımdan geçirdim. Bir anlama, deneyim edinimi ile bağlantılı olabilir. Bunu biraz deşmeli diye düşündüm:
      "Taksi çevirmenin konuyla ilgisini kuramadım." dedim. "Seçiminde önemli yer tuttuğuna göre..." Anlamıştı aklımdan geçeni. Ben tümcemi tamamlamadan söze girdi bu söyleşi sırasında ilk kez.
      "Haklısınız. Şöyle açıklayayım." dedi. "Mimarlık, bir üst kültürün taleplerine yanıt vermesi gereken bir meslek. Ben bir miktar köylüyüm hala, her şeye rağmen. İlk kez bu gelişimde kullandım taksiyi. Düşünebiliyor musunuz, bu yaşta ilk kez!.. Taksi şoförü hemen anladı benim taşralılığımı. Bu yüzden beni Küçük Esatlarda dolaştırıp getirdi Ulusa ve bi dünya paramı aldı. Çok değil mi deyince de 'yirmi beş dedik!' diye boru gibi bir ses geldi pos bıyıkların arasından, sigara dumanıyla karışık. Sabaha karşı, ıssız Ulus meydanında kuzu olduk ve verdik istediğini. Diyeceğim, ben benden mimarlık hizmeti isteyecek sosyal tabakanın kültürüne ulaşıncaya kadar çok nal toplayacaktım mimar olsaydım. Bilmem haklı mıyım?
      Haklıydı. Mimarlık bilgi kadar görgüydü. Ancak ben o konunun üstünde durmadım. Onun yerine, taksinin plakasını alıp almadığını sordum. Şikayet et diyecektim.
      Güldü genç arkadaşım. "Gazeteci olarak sen de bilirsin ki önerdiğin şey de bir üst kültür davranışı. Biz daha hakkımızı arayacak kadar dik durmayı öğrenemedik." dedi genç üniversiteli.
      Haklıydı ancak, özeleştiri de yapabildiğine göre, uygar dünyanın aydınlanmış bir ferdi olmak yolundaydı. Yolu ve bahtı açık olsun dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder