4 Mayıs 2018 Cuma

Gündüz Düşü 1/2

 
 
Gerginlik
 
      "Yöneticiler her gün gerginliklerle (streslerle) karşı karşıyadır." Böyle başladı söze kürsüdeki uzman. "Yöneticiler, süreç performansının gerektirdiği hizmet, bilgi veya malzeme akışını kollarlar, yönlendirirler ve süreç performansını ölçerler. Sürecin performansı devamlı aynı seviyede olmayabilir. İstenen asgari seviyeyi (acemi yönetici çoğu zaman azami seviyeyi hedefler) yakalamak için önlem almak da yönetim sorumluluğudur. Planlar, ölçer, gerekirse yeniden planlar ve yeniden ölçer. İşte budur yöneticinin yükü. Bu yük insanın belini bükmez; onun yerine,  sadece damarlarının içini kolesterol ile doldurur. İşte bu nedenle" diyordu profesör, "yöneticiler kendi bünyelerinin yükünü, yani stresi kontrol etmeyi öğrenmelidir."
      "Diyetinizi ihmal edin de demiyorum fakat damarlarınızdaki kolesterolün vücudunuz tarafından üretildiğini de unutmayın. Kuramsal olarak, 'sıfır kolesterol' besinler tüketseniz de, belli koşullar altındayken bünyeniz damarlarınıza kolesterol eklemeyi sürdürecektir. İşte bunun için buradasınız. Stres kontrolünü öğrendiğinizde, bir anlama, kolesterol  kontrolünü de öğrenmiş olacaksınız."
      "Çoğunuz, bu da nereden çıktı diyor olabilir. Bu davranış biçimi genlerimizde şifrelenmiş durumdadır: 'Şu kadar stres yükselmesi varsa bu kadar kolesterol karıştır bünyede dolaşan kana.' diyor genetik şifre. Ancak, bu formüldeki işlem işaretleri ve kat sayılar kişiye özeldir.
      Avcı-toplayıcı atalarımızdan kalan bir iletidir bu. Neden mi? Karşısındaki kayanın arkasından çıkıveren bir yırtıcıyı görünce veya avlamak için bir mamuta yaklaştığında heyecanlanacaktır. Ölüm veya yaralanma riski vardır. Belirgin tehlikeyi duyumsayan bedeni, kan kaybından ölmemeye göre programlandığı için, kolesterol üretimini hızlandıracaktır. Yara kapatmaya uygun bir malzemeye gereksinim duymaktadır ve kolesterol da bu işte bire birdir."
      Her insanın bedeninde var olan ve kendisine özgü olan bu kolesterol pompası, oturum arasında, çaylar yudumlanırken de tartışıldı çeşitli kamu kurumlarından gelme katılımcılar arasında. Bir kamu işletmesinden gelenler, 'tek tip' kafa yapısındaydılar ve muhafazakar yaklaşıyorlardı meseleye. Sezebildiğim kadarıyla da, savlarını dillendirirken, kendisi pek söze girmeyen bir arkadaşlarının gözüne bakıyorlardı; belki amirleriydi belki de liderleri.
      "Bakınız şu Allah'ın hikmetine." diyordu. "Muhteşem bir savunma mekanizması koymuş kullarının bedenine. Evrimle mevrimle açıklanamaz bu. Binlerce yıl geçmiş insanoğlu avcı-toplayıcı yaşamını terk edeli. Genetik yapı neden hala o günlerin izini taşısın ki?"
      "On onbeş bin yıl yeterli olmamıştır belki de." dedi bir başka kamu kurumundan birisi. "Esasında o genetik kodlar, insanoğlunun milyonlarca yıl süren avcı-toplayıcı yaşamı boyunca, tarım devrimi öncesindeki yaşamı sırasında işlenmiş olmalı. Kaldı ki, Bereketli Hilal'da başlayan tarım devrimi aynı yıl bütün Dünya'ya yayılmadı. Beş yüz yıl öncenin İngiltere'sinde bile avcı-toplayıcı yaşam sürdürenler vardı. Başka bir yerde ise hala öyle yaşayanlar var."
      "Kutsal metinlerde milyon yıllar denmiyor." diye şiddetli bir itiraz yükseldi bu yorum üzerine. "Zaten gen men masaldır. Buna inanıyorsan sen bir ..." Alevlenmeye yatkın bir ortam oluştu durduk yere. Bereket, proğram yöneticisinin yeni oturum zamanına dair anonsu yetişti imdada.
     
      "Stresi hissettiğinizde kendinizi sakinleştirmenin yolunu aramalısınız." diye başladı uzman. "Yararlı olduğu bilinen yollar vardır ve izleyen oturumlarda bunlar anlatılacak size. Ruhbilimci olarak ben size gündüz düşü (day dreaming) tekniğini anlatacağım şimdi."
      Kuramsal açıklamalardan sonra, "Kendinizi en mutlu hissettiğiniz anı yakalayın gündüz düşü sırasında. Şimdi gündüz düşü odasına gideceğiz." dedi.
      (Devamı var.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder