YAPMIŞTIK
Sık sık dile getirilir: 1930'larda biz uçak yapmıştık. Bu doğru. Güzel adımları anmakta yarar var ancak, bunu yaparken, gelecek ve gerçek gözden kaçırılmamalı.
Biz o yılları anarken, Polonyalılar da sık sık "Biz uçak geliştirmiştik. Hatta Türklere lisans satmıştık." diyor olabilirler. Gerçekler bağlamında bir değeri var mıdır bunun?
Biz o yılları anarken, Polonyalılar da sık sık "Biz uçak geliştirmiştik. Hatta Türklere lisans satmıştık." diyor olabilirler. Gerçekler bağlamında bir değeri var mıdır bunun?
Biz uçak sanayisini başlatmıştık amma NATO'ya girince ABD uçaklarını alıp kendi sanayimizi öldürdük tezi de vardır. Bu tez de yanıltıcıdır çünkü yaptığımız şeyler aldığımız şeylerin eşiti veya benzeri değildi ki.
Aşağıda birinci dünya savaşı öncesi Almanların kullandığı bir uçağın ve onun sağında 1940 larda Etimesgut'ta üretilen uçakların resmi var. Yirminci yüzyılın başında yapılan uçakla aynı yüzyılın ortalarında yapılan uçak arasındaki teknoloji farkı çok yüksek değildir ve gelişme küçük adımlarla olmuştur. Bu dönemde, uygun bedellerle lisans alıp sınırlı sayıda eleman eğiterek bir 'teknoloji adası' yaratmak mümkündü.
İkinci dünya savaşının ve takip eden soğuk savaş döneminin etkisiyle, apayrı bir teknolojiden doğan jet uçakları ( gaz türbin itkili uçaklar) doğmuştur. Doğum ve gelişme çok hızlı olmuş ve durmadan yeni teknolojiler entegre edilmiştir. Bu hızlı ve radikal değişimlere, bizim gibi ekonomisi ve bilimsel-endüstriyel yapısı zayıf olan ülkeler ayak uyduramamış ve tamamen alan dışı kalmıştır. Artık 'teknoloji adası' yaratmak mümkün değildir. Ülke çapında yaygın endüstriyel ve bilimsel yeterlilik ile daha çok sayıda yetişkin teknik ve idari personel gereklidir. Ve de finans...
Sözün özü: Gelişmiş ülke olmak gerekir.
Dolayısıyla, oradan hareketle buraya gelebilirdik iddiası isabetli bir tez değildir. Çünkü arada teknolojik bağ yoktur.
'İkisi de araba. Tekerlekli araç. Dün at arabası yapıyorduk. Öyleyse bu gün de otomobil de denen motorlu arabayı yapabiliriz.' gibi bir tez sağlıklı olabilir mi? Ne teknolojik, ne ham madde, ne yan sanayi, ne bilgiler ve ne de beceriler açısından bir bağ var. Yani, o teşebbüsten kalan bir teknolojik miras yok. Çünkü, ikinci Dünya savaşı ile birlikte, tamamen farklı ve tamamen yeni teknolojiler ve sistemler yürürlüğe girmiştir.
Günümüz uçakları için, tedarik etmek zorunda kalınacak geniş bir malzeme ve sistemler olduğu belirtilmişti. Geçmişte yaptığımız uçaklarda da satın alınarak entegre edilmiş önemli parça ve sistemler vardı ancak az sayıdaydı.. Demek ki işin bu özelliği pek değişmiyor ancak kapsamı giderek büyümekte. Bu geniş tedarik ağının bizim ölçeğimizde bir ekonomi içinde tamamen yerlileştirilmesi mümkün değildir.
(Devam edecek.)
Aşağıda birinci dünya savaşı öncesi Almanların kullandığı bir uçağın ve onun sağında 1940 larda Etimesgut'ta üretilen uçakların resmi var. Yirminci yüzyılın başında yapılan uçakla aynı yüzyılın ortalarında yapılan uçak arasındaki teknoloji farkı çok yüksek değildir ve gelişme küçük adımlarla olmuştur. Bu dönemde, uygun bedellerle lisans alıp sınırlı sayıda eleman eğiterek bir 'teknoloji adası' yaratmak mümkündü.
İkinci dünya savaşının ve takip eden soğuk savaş döneminin etkisiyle, apayrı bir teknolojiden doğan jet uçakları ( gaz türbin itkili uçaklar) doğmuştur. Doğum ve gelişme çok hızlı olmuş ve durmadan yeni teknolojiler entegre edilmiştir. Bu hızlı ve radikal değişimlere, bizim gibi ekonomisi ve bilimsel-endüstriyel yapısı zayıf olan ülkeler ayak uyduramamış ve tamamen alan dışı kalmıştır. Artık 'teknoloji adası' yaratmak mümkün değildir. Ülke çapında yaygın endüstriyel ve bilimsel yeterlilik ile daha çok sayıda yetişkin teknik ve idari personel gereklidir. Ve de finans...
Sözün özü: Gelişmiş ülke olmak gerekir.
![]() |
Etimesgut'ta üretilen uçaklar, 1950 öncesi |
![]() |
1917 de Alman uçağı |
Dolayısıyla, oradan hareketle buraya gelebilirdik iddiası isabetli bir tez değildir. Çünkü arada teknolojik bağ yoktur.
'İkisi de araba. Tekerlekli araç. Dün at arabası yapıyorduk. Öyleyse bu gün de otomobil de denen motorlu arabayı yapabiliriz.' gibi bir tez sağlıklı olabilir mi? Ne teknolojik, ne ham madde, ne yan sanayi, ne bilgiler ve ne de beceriler açısından bir bağ var. Yani, o teşebbüsten kalan bir teknolojik miras yok. Çünkü, ikinci Dünya savaşı ile birlikte, tamamen farklı ve tamamen yeni teknolojiler ve sistemler yürürlüğe girmiştir.
Günümüz uçakları için, tedarik etmek zorunda kalınacak geniş bir malzeme ve sistemler olduğu belirtilmişti. Geçmişte yaptığımız uçaklarda da satın alınarak entegre edilmiş önemli parça ve sistemler vardı ancak az sayıdaydı.. Demek ki işin bu özelliği pek değişmiyor ancak kapsamı giderek büyümekte. Bu geniş tedarik ağının bizim ölçeğimizde bir ekonomi içinde tamamen yerlileştirilmesi mümkün değildir.
(Devam edecek.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder