ÇARKLAR DÖNMEYE BAŞLADI
Sırayla Hollanda'ya giden ekiplerin sonuncusu da döndü.
Tezgahlar geldi. Kuruldu ve teslim testleri yapıldı.
Hızla test talimatlarını yazdık ve test cetvellerini hazırladık. Test edilen her bir ünitenin test sonuçlarının kaydedilmesi ve kayıtların arşivlenmesi açısından, test cetvellerinin yeteri sayıda çoğaltılması gerekiyordu. Aslında kalite güvence sisteminin 'izlenebilirlik' gerekliliğinin uygulaması idi yaptığımız iş. (İleriki yıllarda Kalite Güvence Müdürlüğü görevini üstlendiğim yıllarda sık sık düşünürdüm o günleri.)
O zamanlar en uygulanabilir çoğaltma yöntemi cetvellerin 'mumlu kağıda' daktilo edilmesi ve teksir makinesinde çoğaltılmasıydı. Yeterli sayıda mumlu kağıt ve teksir kağıdının temini de sorun oldu. Milyon dolarlık silah sistemleri ve tezgahlar alıyorsunuz, üç kuruşluk(!) malzemeye takılıyorsunuz. (Diken! Hem de çalı dikeni.)
Genç nesillerden okuyan varsa, neden söz ediliyor diyecektir. Bilgisayar sayfası olarak hazırla, bas yazıcının düğmesine... Mumlu kağıt, adı üstüne, yüzeyi mumlanmış sayfalardı. Daktilonun (daktilo da ne demeyin.) mum tabakasında bıraktığı izler teksir makinesinde mürekkep ile dolar ve teksir kağıdına iz bırakırdı. Teksir kağıdı da bildiğiniz üçüncü sınıf saman kağıt.
Genç nesillerden okuyan varsa, neden söz ediliyor diyecektir. Bilgisayar sayfası olarak hazırla, bas yazıcının düğmesine... Mumlu kağıt, adı üstüne, yüzeyi mumlanmış sayfalardı. Daktilonun (daktilo da ne demeyin.) mum tabakasında bıraktığı izler teksir makinesinde mürekkep ile dolar ve teksir kağıdına iz bırakırdı. Teksir kağıdı da bildiğiniz üçüncü sınıf saman kağıt.
Birlik kütüphanesinde bulunan tek makine çalışma mahallimize nakledildi. Atölye teknisyenlerinden gönüllü ve hevesli olanları sağdan soldan topladığımız daktiloların başına oturttuk. Başka ofislerden daktilo personeli de aldık. Mumlu kağıtlar yazılıyor, teksir makinesi harıl harıl çalışıyor.
Teksir işini tekelinde tutma gayreti içinde olan bir müdürlük, makinesi ile beraber iki personel de görevlendirdi. Birisi teksir makinesini çalıştırıyor, diğeri de mumlu kağıt ve teksir kağıdı sarfiyatının kaydını tutuyor, zimmetle veriyor, bozuk çıkanları da kanıt olarak dosyalıyordu. (O seviyede bir yöneticini uğraştığı şeylere bakıp diş gıcırdatırdık biz de.)
Teksir işini tekelinde tutma gayreti içinde olan bir müdürlük, makinesi ile beraber iki personel de görevlendirdi. Birisi teksir makinesini çalıştırıyor, diğeri de mumlu kağıt ve teksir kağıdı sarfiyatının kaydını tutuyor, zimmetle veriyor, bozuk çıkanları da kanıt olarak dosyalıyordu. (O seviyede bir yöneticini uğraştığı şeylere bakıp diş gıcırdatırdık biz de.)
İşler yoluna girdi; çarklar dönüyor. Her tezgahın faaliyetini çizelgeliyor ve iliştirilmiş bir levhaya işliyorduk. (... gün itibariyle bu tezgahta ... adet ... ünitesi test edilmiştir. Getirisi ... $'dır.) Bunu komutanlar çok seviyordu. Hem ziyaretçilere bilgi verirken kolaylık oluyordu hem de komutanın işlere hakimiyetini gösteriyordu.
Bütün üst düzey komutanlar incelemeye geldiler.
Bütün dost ülkeler gelip gördüler. ( Mısır, İran, Libya, Pakistan, G. Kore vb.)
Bunlardan İran ve Pakistan aynı şirketten teklif istediler. Bunu da şuradan biliyorum: Verolme gelişen işlere göre kadrosunu takviye etmek istemiş ve benim de ağzımı yokladılar. Mecburi hizmet engelini belirtmiştik. (Mecburi hizmet dikeni; topal eder adamı.)
Zaten bu projelerin ikisi de gerçekleşmedi. Tam sözleşme hazırlanırken Humeyni'nin İran'a döneceği tuttu.
Esas Pakistan'ınki ilginçtir. Bu yazı serisine ilham veren de o olaydır.
Çin Rusya'dan MİG-19 almıştır. Arkadan, MİG'leri taklit ederek kendi uçağını yaptı. Bu Çin uçaklarından birkaç filo satın aldı Pakistan. Yaptırmak istedikleri test tezgahları da bu uçakların üniteleri içindi.
Verolme Eklektra, tezgah tasarımı sırasında bir sorun fark eder. Bu uçakların üniteleri aktarılabilir (interchangable) değildir. Örneğin, bir motorun yakıt pompasını diğer aynı seriden diğer motora aktaramıyordunuz; yerine oturmuyor veya kusurlu oturuyordu. Aşikar ki, Çinlilerin işleme makineleri çok kabaydı. Ölçü toleransları tutturulamıyordu. Onlar da el işçiliği ile alıştıra alıştıra montaj yapmışlardı. Bu da onlar ve Pakistan için bir dikendi. Diken biraz da Hollanda'ya uzanıp Verolme'ye de battı. Verolme projeden vaz geçti bu sorun nedeniyle.
Bundan sonraki yıllar kişiselleşmeye çok müsait olduğundan, yazı dizisini daha ileriki yıllara uzatmayacağım. Sadece gecikmiş bir borcumu ödeyeceğim birkaç satırla:
F-4 CSD'si ile uğraşırken, aktivitenin cazibesine kaptırdım kendimi ve CSD tezgahında yaptığım tadilatı ilgili neşriyata işlemedim. Tezgahın içinde iki tane beyaz kutu ve ev-yapımı olduğu hemen belli olan kablo demetleri vardır. Kablo demetleri, uçağın içinde güç iletimi için dolaşan kablo demetinin kısa halidir. Ne yazık ki tarafımca tasarlanmıştır. Bu kadar yıl sorun çıkarmadıysa, bir elektrikçi diploması isterim. Gene de kontrol edilip doğrulanması gerekebilir. Beyaz kutular ise F-4 uçağının dağıtım paneli ve paralelleme ünitesidir. İkmal sisteminden 'donatım' kaydıyla alınmıştır.
Ben emekli olduktan sonra yirmi dört yıl geçti. Sözünü ettiğim sahalarda şimdi yeni nesil çalışanlar var. Tanışmasak da onlar benim çalışma arkadaşlarım.
Yola devam arkadaşlar. Düşen damla buharlaşmadan önce yeni bir damla düşüyorsa, o kap eninde sonunda dolacaktır. Hep güzel haberler aldım, arkasının da geleceğinden eminim. Başarı dileklerimle.
Bundan sonraki yıllar kişiselleşmeye çok müsait olduğundan, yazı dizisini daha ileriki yıllara uzatmayacağım. Sadece gecikmiş bir borcumu ödeyeceğim birkaç satırla:
F-4 CSD'si ile uğraşırken, aktivitenin cazibesine kaptırdım kendimi ve CSD tezgahında yaptığım tadilatı ilgili neşriyata işlemedim. Tezgahın içinde iki tane beyaz kutu ve ev-yapımı olduğu hemen belli olan kablo demetleri vardır. Kablo demetleri, uçağın içinde güç iletimi için dolaşan kablo demetinin kısa halidir. Ne yazık ki tarafımca tasarlanmıştır. Bu kadar yıl sorun çıkarmadıysa, bir elektrikçi diploması isterim. Gene de kontrol edilip doğrulanması gerekebilir. Beyaz kutular ise F-4 uçağının dağıtım paneli ve paralelleme ünitesidir. İkmal sisteminden 'donatım' kaydıyla alınmıştır.
Ben emekli olduktan sonra yirmi dört yıl geçti. Sözünü ettiğim sahalarda şimdi yeni nesil çalışanlar var. Tanışmasak da onlar benim çalışma arkadaşlarım.
Yola devam arkadaşlar. Düşen damla buharlaşmadan önce yeni bir damla düşüyorsa, o kap eninde sonunda dolacaktır. Hep güzel haberler aldım, arkasının da geleceğinden eminim. Başarı dileklerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder